Vahşi İsrail, İran’dan hiç kimsenin ummadığı,beklemediği hatta çok şaşırtıcı şekilde amiyane tabirle çok sert tokat yedi. İran ,İsrail’in övüne övüne bitiremediği ve adına “Demir kubbe” dediği hava savunma sisteminin aslında ne kadar yetersiz ve etkisiz olduğunu tüm dünyaya göstermiş oldu. İsrail’in çok güvendiği ve bu savunma füze sistemi ile bize hiçbir şey olmaz algısı paramparça edilmiş oldu.
Demir kubbe meğer Filistinli vatan savunucularının derme çatma,ilkel denilebilecek seviyedeki roketlerine karşı tasarlanmış. Filistinli vatan savunucuları tarafından kıt imkanlarla üretilen bu roketler ateşlendiğinde kısa menzilleri,düşük hızları ve sabit yollu olduklarından mermi yolu ve vuruş noktası çok kolay tespit edildiğinden kolaylıkla etkisiz hale getiriliyordu ama İran’ın gönderdiği yüksek hızdaki ve kanımca İsrail'in demir kubbe roketlerinin savunma frekansları yüklü füzeleri İsrail’in gördüğü serap aleminden uyanmasına ve korkmasına fazlasıyla yetti.
İran’ın bu şok edici füze saldırısı sonrasında İsrail’in askeri doktrini altüst olmuş oldu. İsrail’in askeri doktrininin esası hava savunma sistemi ile kendi güvenliğini sağlamak, hava kuvvetleri ağırlıklı vahşice saldırılarla düşman gördükleri hedefleri topyekün imha edip en son olarak işgal amaçlı piyade birliklerini gönderip işgal etmek stratejisine dayanıyordu. Bu doktrin nedeniyle İsrail piyade birliklerinin askerlerinin büyük çoğunluğu toplama ve yedek asker toplulu halindedir.
İran’ın füze saldırısı sonrasında İsrail gibi şaşkınlık ve şok geçirenlerden birisi de elbette ABD olmuştur. İran’ın İsrail’e vurduğu bu ağır tokat karşısında ilk şoku üzerinden atan ABD yönetimi hemen devreye girerek İsrail’de hiç olmayan sözümona onur kırılmasına karşı toparlayıcı rollere girmek zorunda kalmıştır. ABD toparlanma ve önleyici tedbirler alabilmek için ihtiyaç duyduğu zamanı kazanabilmek maksadıyla hemen açıklama yaparak “İsrail’in vereceği cevaba beraber karar vereceğiz” demek zorunda kalmıştır.
İsrail’in çok övündüğü ve milyarlarca dolar yatırım yaptıkları demir kubbe isimli hava savunma sisteminin çöp olması nedeniyle ABD’nin İsrail’e acilen ve çok sayıda Patroit hava savunma bataryaları yerleştirmesi için zamana ihtiyacı olacaktır. ABD,İngiltere ve müttefikleri ellerindeki çoğu Patroit füzelerini Ukrayna’ya sevk ettiklerinden dolayı şu anda oldukça çaresiz durumda kaldılar. Patroitlerın Ukrayna’dan çekilmesi onlar adına kabul edilemez seviyede olduğundan tedarik süreçleri aylarla ifade edilecektir. Üstelik İran’ın yaptığı “Üçüncü ülkelerden bize yapılacak saldırılara da cevap vereceğiz” açıklaması ile hesapta olmayan çıkmaza düşmüştür. ABD aslında aylar sürecek şekilde İsrail üzerinden İran’a cevap veremeyecek durumda kalmıştır.
Bunun yanında İsrail’in hiç hesabında olmayan bir durum daha ortaya çıkmıştır. Eğitimsiz,tecrübesiz, korkak ve büyük çoğunluğu yedek ve toplama olan askerleri ile Lübnan’a kara harekatı başlatmış ancak daha ilk günlerde çok ağır kayıplar verdiği için kara harekatı durma noktasına gelmiştir.
İsrail Gazze’de yaptığı gibi sivillere karşı ağır hava saldırıları yaparak katliam yaptı ve Gazze’yi neredeyse harabeye çevirdikten sonra kara harekatına başladı ancak Lübnan’da bu taktiği tutmadı. İsrail’in Lübnan’a saldırı başlatma öncesinde Hizbullah savaşçıları sivilleri meskun mahallerden tahliye ederek iç kesimlere yönlendirdi. Hizbullah bu taktikle İsrail’in cani askerleri ile yalnız kalmak istedi ve bu amacına ulaştı. İsrail’in korkak ve gücü sadece kadın,çocuk ve masumlara yeten vahşi ve cani askerleri karşılarında erkek gibi savaşmayı bilen cesur Hizbullah savaşçılarını bulunca hiç hesapta olmayan ağır kayıplarını verdi.
Bu aşamadan sonra ABD ve tasmalısı İsrail’in bölgede bizi ilgilendiren yönüne bakacak olursak aslında çok önceden önemli planların icra aşmasına geçirildiğini görmüş olduk. Bilindiği üzere ABD özellikle Suriye’de neredeyse terörist kolordusu kurdu. Burnumuzun dibinde kurduğu bu terörist gücü her türlü silah,araç ve gereçle teçhiz edip eğitti. ABD’nin burnumuzun dibine yığdığı ve Pkk’nın Suriye kolu olan Pyd teröristleri ABD-İngiltere ve İsrail’in Suriye'deki askeri karargahlarındaki kurmay heyetinin emrinde ülkemize karşı kullanılmak üzere hazır şekilde bekletildi.
ABD-İngiltere ve tasmalı İsrail tarafından ülkemizi de içine alacak şekilde uygulamaya konulan işgal planı hiç umulmadık şekilde tasmalı Netanyahu tarafından planlanandan çok önce açıklanmış oldu. Tasmalı Netanyahu yaptığı açıklama ile İran halkının özgürlük mücadelesine başlamalarını,İran halkını özgürlüğe kavuşturacaklarını açıklaması İran tarafından anında sert karşılık bulmuştur. İran’ın sert karşılık vermesi sonucunda bölgesel savaş planının ileriki aşamalarının şimdilik kaydıyla zorunlu olarak ötelenmesine neden olmuştur.
ABD-İngiltere ve İsrail’in ülkemizi de içine alan orta vadeli büyük işgal planı için oldukça detaylı çalışma yapıp planlar hazırladıkları, her türlü hazırlıkları tamamladıkları ama süreci bir türlü istedikleri şekilde ilerletemedikleri ortaya çıkmış oldu.
ABD ve İngiltere merkezli iki kafadarın tasmalı İsrail’i maşa olarak kullanıp Lübnan ve Suriye’yi halledip İran ve Türkiye’ye yoğunlaşacakları,bu yoğunlaşmayı İran’da bulunan Pkk’nın Pjak kolu ile Suriye’de bulunan Pyd kolu üzerinden yürütecekleri net olarak ortaya çıkmış oldu. Bu plan gereği Pkk’nın İran kolu olan Pjak ile Pkk’nın Suriye kolu olan Pyd ile eş güdümlü olarak silahlı saldırılar ve iç kargaşa başlatmayı,bu saldırılara ve kargaşalara karşı müdahale edecek olan İran ve Türkiye’ye karşı ise sözde katliam algıları bahanesi ile Birleşmiş Milletlerden çıkaracakları müdahale kararı ile İran ve Türkiye’ye ABD-İngiltere ağırlıklı BM askeri göndermeyi,arkasından özerklik ile bölgesel federasyon yapılanması ve nihayet ABD ve İngiltere liderliğinde tasmalı İsrail’e işgal edilmiş topraklar katmayı hedeflediler.
Önümüzdeki süreçte İran’ın uzun süredir ülkemize karşı denge unsuru olarak faaliyetlerine göz yumduğu Pkk’nın Pjak koluna karşı asıl tehdit olduklarını anladığı için çok kapsamlı iç operasyonlar yapacağını değerlendiriyorum.
İran’ın ABD,İngiltere ve tasmalı İsrail tarafından İran’da başlatacakları iç karışıklıklarda kullanmayı planladıkları İran’da yaşayan Azerbaycan ve Kürt vatandaşlara karşı daha sert tedbirler alacağını, Azerbaycan sınırına yığınak yapacağını,Azerbaycan’ın kendisine karşı güç kullanmaması maksatlı oyalamak için Azerbaycan ile Ermenistan arasında sınır çatışmaları çıkartabileceğini değerlendiriyorum.
Ülkemiz için ise artık yarım kalan Suriye harekatına bir an önce başlamamız kaçınılmaz olmuştur. Suriye’nin kuzeyinde Rusya ile oyalanmayı bırakmanın zamanı geçmiştir. Rusya,Ukrayna ile yürüttüğü savaşı yakın zamanda bitirip ABD ve İngiltere ile barış masasına oturduğunda Ukrayna’da elde ettiği topraklara karşılık Suriye’de elde edeceği deniz ve kara üsleri kazanımları ile Suriye’nin bölünmesine ses çıkarmayacaktır. Bu nedenle artık amiyane tabirle kendi göbeğimizi kesme zamanı gelmiştir. Aksi halde ABD-İngiltere ve tasmalı İsrail şimdilik ötelemek zorunda kaldıkları bölgesel işgal planını mutlaka uygulayacaklar,savaş planlarında ülkemiz mutlaka masada olacaktır.
(Yayınlanan yazılar, köşe yazarlarının kendi şahsi görüşüdür.)