İSTANBUL- ESENYURT BELEDİYE BAŞKANININ TUTUKLANMASI VE YERİNE KAYYIM ATANMASI OLAYI
Yıl 1975....Sanırım,1975 yılı başları....Türkiye 14 Ekim 1973 Milletvekili Seçimlerinde 1. Parti oldu.. Merhum ERBAKAN Hocanın MSP ile Koalisyon Hükümeti Kuruldu...Uzun Yaşamadı ve 20 Temmuz 1974 KIBRIS Harekatı sonrası bu Hükümet Yerini; Merhum DEMİREL-ERBAKAN- TÜRKEŞ v BOZBEYLI'nin D.P. den ayrılan Milletvekilleri ile 1. MİLLİYETÇİ CEPHE Koalisyon Hükümetini kurdu...
YEREL Yönetim SEÇİMLERİNDE de Merhum VEDAT DALOKAY Ankara Belediye Başkanı oldu...
Merhum DALOKAY, kendine özğü tavırları ile de Kamuoyunda kısa sürede tanındı.
Dalokay, uygulamalarında, kendi Partisi olan CHP ile de ters düştü...
MC. Hükümetinin İÇİŞLERİ BAKANI merhum OĞUZHAN ASİLTÜRK; VEDAT DALOKAY'ı GÖREVDEN Aldı.
Tabi ki partisi CHP ve Merhum ECEVİT Sahip çıktılar...
Ankara Belediye Başkanlığına da geçici olarak Başkan Yardımcılarından EROL......Vekaleten Belediye Meclisince Görevlendirildi.
Anımsadığım kadarı ile EROL Bey; "Başkanımın koltuğuna oturmam..." dedi ve çalışmalarını kendi odasında yürüttü.
Tabi ki; İÇİŞLERİ BAKANININ Görevden alma Tasarrufu DANIŞTAY'a Dava yolu ile götürüldü. Benimde 1978 de Hakim olarak Görev yaptığım DANIŞTAY 11. DAİRESİ " YÜRÜTMEYİ DURDURMA -Tehir-i İcra " Kararın verdi ve Vedat DALOKAY Başkanlık Görevine döndü...
1961 ANAYASASININ MAHALLİ-YEREL YÖNETİMLERLE- ilgili düzenlemesine bakalım...
" MADDE 116-Mahalli idareler, il, belediye veya köy halkının müşterek mahalli ihtiyaçlarını karşılayan ve genel karar organları halk tarafından seçilen kamu tüzel kişileridir.
Mahalli idarelerin seçimleri, kanunun gösterdiği zamanlarda ve 55. maddede yazılı esaslara göre yapılır.
Mahalli idarelerin seçilmiş organlarının organlık sıfatını kazanma ve kaybetmeleri konusundaki denetim, ancak yargı yolu ile olur.
........................................................................................."
İşte; Merhum Vedat DALOKAY, Anayasanın bu maddedeki düzenlemesi ile İDARİ YARGI-DANIŞTAY-KARARI ile GÖREVİNE Döndü...
xxxxx
1982 Anayasasındaki MAHALLİ İDARELER düzenlemeye bakalım.
"2. Mahalli idareler
MADDE 127-Mahalli idareler; il, belediye veya köy halkının mahalli müşterek ihtiyaçlarını karşılamak üzere kuruluş esasları kanunla belirtilen ve karar organları, gene kanunla gösterilen, seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan kamu tüzel kişileridir.
Mahalli idarelerin kuruluş ve görevleri ile yetkileri, yerinden yönetim ilkesine uygun olarak kanunla düzenlenir.
Mahalli idarelerin seçimleri,67 inci maddedeki esaslara göre beş yılda bir yapılır. Kanun büyük yerleşim merkezleri için özel yönetim biçimleri getirebilir.
Mahalli idarelerin seçilmiş organlarının, organlık sıfatlarını kazanmalarına ilişkin itirazların çözümü ve kaybetmeleri, konusundaki denetim yargı yolu ile olur. Ancak görevleri ile ilgili bir suç sebebi ile hakkında soruşturma veya kovuşturma açılan mahalli idare organları veya bu organların üyelerini, İçişleri Bakanı, geçici bir tedbir olarak, kesin hükme kadar uzaklaştırabilir.
Merkezi idare, mahalli idareler üzerinde, mahalli hizmetlerin idarenin bütünlüğü ilkesine uygun şekilde yürütülmesi, kamu görevlerinde birliğin sağlanması, toplum yararının korunması ve mahalli ihtiyaçların gereği gibi karşılanması amacıyla , kanunda belirtilen esas ve usuller dairesinde idari vesayet yetkisine sahiptir.
...................................................................................."
Evet...1982 Anayasasının YEREL YÖNETİMLER ve Yöneticileri hakkında ki düzenlemeleri bu şekildedir.
Evet...İki Anayasadaki YEREL Yönetimler ve Yönetimleriyle Yöneticileri hakkındaki düzenlemeleri birbiri ile çelişmektedir.
YEREL Yönetimler ve YÖNETİCİLERİ üzerinde bir keskin kılıç her an şaklatılabilinir. Kim tarafından? Diyeceksiniz? Elbette Siyasal İktidar...Ancak; Yerel Yönetimin Yöneticileri Muhalefet ise; bu şaklatma daha çabuk olur...
XXXXXXXX
1961 Anayasası hazırlanırken;
"TÜM SORUNLARIN YENİ BİR ANAYASA ile ÇÖZÜMLENECEĞİ DÜŞÜNCESİ ÖNE ŞIKMIŞTI..."
Ancak; Toplumun Eğitimi göz önünde tutulmamış. Çünkü 1961 ANAYASASI ; ÇAĞDAŞ, DEMOKRAT,BİLİM AĞIRLIKLI ÇOK PARTİLİ BİR SİSTEM GETİRMİŞ idi....Söz konusu 1961 Anayasası Ülkedeki YÖNETİM ve DEVLET Sistemini;
" GÜÇLÜ BİR YARGI ile SINIRLANDIRILMIŞ KLASİK PARLAMENTER SİSTEM ...."
olarak belirlemiş idi...
Cumhurbaşkanına ; Sembolik Yetkiler...
BAKANLAR Kurulunu ; TBMM içinde oluşturan Siyasi Yönetim Örgütü...
TBMM; Halkın seçtiği ve Vasıflı Kişilerin TBMM bünyesine alan bir Kurum...
TBMM.nin Kararlarını Denetleyen , Anayasa Değişimlerin ve Kanunları İPTAL Eden ANAYASA Mahkemesi...
İdarenin-Bakanlar Kurulu- Karalarını Denetleyen; DURDURAN ve İPTAL eden DANIŞTAY...
TÜM SEÇİMLERİ ; Yargıdan oluşan SEÇİM KURULLARINA Bırakan bir sistem...Yani YSK....
Demokrasimiz; 1961 Anayasası ile böyle bir Yönetim Sistemine geçti...
Sonra ne oldu? " BU ANAYASA İLE DEVLET İDARE EDİLMEZ.....ANAYASAYA HAYIR !.....Mitinğ ve gösterileri...
Sonra ne oldu?...
12 Mart 1971 Askeri Müdahalesi..." SOSYAL GELİŞME!... EKONOMİK GELİŞMEYİ GEÇTİ......" görüşleri ve Anayasadaki 1971 Değişiklikleri.... Yani; Merhum Prf. Dr. MUAMMER AKSOY'un anlatımı ile ERİMSEL ve MELENSEL Dönemleri...
Nihayet Merhum KENAN EVREN Paşa ve Arkadaşlarının 12 EYLÜL 1980 DARBESİ....
Demokrasiyi ve Demokratlar yanında Bilim yuvalarını ve Bilim Adamlarını yerlerinden ve düşüncelerinden etti...
MİTİNĞLERDE Milyonları toplayan Merhum EVREN'nin Devletin üst düzey Yönetiminin katılmadığı 20-30 Kişilik CENAZE TÖRENİ...
1961 Anayasasının getirdiği önemli düzenleme; GÜÇLER AYRILIĞI....Ve Güçlerin Birbirinden ÜSTÜNLÜĞÜNÜN Olmaması ilkesi...
YASAMAYI ANAYASA MAHKEMESİ....YÜRÜTMEYİ de DANIŞTAY HUKUK SINIRI İçinde kalarak DENETLER...
Yalnız YASAMA ile YÜRÜTME Arasında " GÜÇLER AYRILIĞI DEĞİL; GÖREV AYRILIĞI VARDIR:"
Yalnız SİYASAL YÖNETİM; YASAMA ve YÜRÜTME üzerindeki ANAYASA MAHKEMESİ ve DANIŞTAY Yolu ile kurulmuş olan DENETİM SİSTEMİ SİYASAL YÖNETİMİ İŞ Yapamaz konuma getirmiş" yorumları yanlıştır. Bu Yüksek Mahkeme; SİYASAL Yönetimin Hatalarını düzelterek HUKUK İÇİNDE kalınız ikazını yapmıştır ve yapmaya da özen göstermektedir.
Ne yazık ki; YARGITAY ve ANAYASA Mahkemesi arasındaki HUKUKSAL Çatışmada Yargı Sistemimizi de sarsmaktadır.
YARGI Organlarının ve özellikle de HAKİMLERİN; SİYASET DIŞI Kalmaları yanından da; SİYASİLERLE de ölçülü ve sınırlı olmaları da gerekir. Bu sınırlamalar bir LÜKS değil; Bir ZORUNLULUĞUN gereğidir.
Halkımız açısından; Anayasa ile YASAMA ve Yürütme organları arasında gerginlikler getirilmemelidir.
Evet... YEREL YÖNETİM ORGANLARININ Yönetim kadroları da Yasaların-Hukukun sınırları içinde kalmaları da ANAYASANIN Gereğidir.
Siyasal Yönetiminde her zaman HALKIN İRADESİNE de Sayğı göstermesinin gereği de DEMOKRASİNİN Gereği olsa gerek...
Umarız; Siyasal Yönetim TUTUKLANAN Belediye Başkanı ile ilgili SİYASAL DEMEÇLERDEN Kaçınır ve gereğini de BAĞIMSIZ YARGIYA Bırakır...
Yalnız; ESENYURT İlçesindeki SEÇMENLERDE % 50 ye yakın OY Alarak BELEDİYE Başkanı seçilen bir Kişi...Ve aynı zamanda da BİLİM ADAMI....
GECE SABAHA Karşı KONUTUNA Girilerek ve hatta YATAK Odasına girilerek Gözaltına alınması da ÇOK ÇOK YANLIŞ Bir GÜVENLİK İŞLEMİ...
" Hukuksal bir İŞLEM ..." Diyemiyorum...
Bu Konuda bilmiyoruz bir MAHKEMECE Verilen ARAMA ve YAKALAMA KARARI Var mıdır?
Olduğunu kabül edelim....Gece o saatlerde YATAK Odasına girilmesi ve de ARAMA Yapılması yanında da GÖZALTINA alınması HUKUKA Aykırıdır. Olay son derece de üzücüdür... Konutun DIŞ Kapısında bekleme yapılıp; Karakola DAVET Edilir.
Yalnız; Sosyal Medyada ve bazı Tv. Kanallarında yayınlanan bu KONUT ARAMA Olayı doğru mudur?
Sayın İÇİŞLERİ BAKANI ve İST. VALİLİĞİ ve Emniyet Birimlerinin asılsız bir HABER İSE; AÇIKLAMA YAPMALARI ve Toplumu Bilgi Kirliliğinden bilgilendirmeleri gerekir.
Üzüntüm yanında; Saygı ile...
DEVAM EDECEK
(Yayınlanan yazılar, köşe yazarlarının kendi şahsi görüşüdür.)