SİYASET
Giriş Tarihi : 19-10-2023 14:28

MHP'li Bülbül: Batı ikiyüzlü tavrını sürdürüyor

MHP'li Bülbül: Batı ikiyüzlü tavrını sürdürüyor

MHP Grup Başkanvekili ve Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbül, Filistin'i adım adım işgal eden ve Filistinlilere yıllarca zulmeden İsrail'in, hastane, okul, yerleşim yeri ayırt etmeden sivilleri hedef aldığını, yaşananlar karşısında ABD, Avrupa Birliği (AB) ve Batı ülkelerinin ikiyüzlü tavrını sürdürdüğünü söyledi.

Bülbül, Meclis Genel Kurulunda, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

MHP'li Bülbül'ün açıklaması şu şekilde;

"Hamas tarafından 7 Ekim sabahı İsrail’e “Aksa Tufanı” adıyla başlatılan saldırı neticesinde başlayan çatışma ortamı âdeta bir savaş hâline dönüşmüş ve yıllardır kronik hâle gelmiş olan Filistin meselesi büyük bir şiddet ortamına evrilerek bölgesel ve küresel anlamda çok ciddi etkiler oluşmaya başlamıştır. Uluslararası hukuku ve Birleşmiş Milletler kararlarını yok sayarak tüm dünyanın gözü önünde Filistin’i adım adım işgal eden ve Filistinlilere yıllarca zulmeden İsrail, bu saldırıların akabinde yeniden hastane, okul, yerleşim yeri ayırt etmeksizin sivilleri hedef almakta, sivillerin temel insani ihtiyaçlara dahi erişmesine izin vermemektedir.

Birleşmiş Milletler tarafından yapılan açıklamada İsrail’in hava saldırılarının 1 milyondan fazla Filistinliyi yerinden ettiği ve İsrail’in kuzeydeki Filistinli sivil nüfusun gitmesini istediği güney bölgelerini de bombaladığı açıklanmıştır. Bununla beraber, İsrail yönetimi tarafından bölgedeki gazeteciler dahi hedef alınmış; şimdiye kadar 11 gazetecinin hayatını kaybettiği, 20’den fazla basın mensubunun yaralandığı ve 2 kişinin de kaybolduğu bildirilmiştir.

Bir televizyon kanalında konuşan İsrailli asker “Savaşımız sadece Hamas’la değil, savaşımız tüm sivillerle.” diyerek İsrail tarafından masum sivillerin yaşam hakkının nasıl hiçe sayıldığını itiraf etmiştir. Uluslararası Af Örgütü tarafından İsrail'in Gazze'de sivillere karşı uluslararası hukuka göre suç teşkil eden beyaz fosforlu bomba kullandığına dair kanıtlar da ayrıca yayınlanmıştır.

Son olarak dün akşam saatlerinde İsrail ordusu tarafından insanlığa karşı kara bir leke olarak tarihe geçecek bir saldırı gerçekleşmiş, bu saldırıda Gazze'de bulunan ve birçok sivil masumun içinde bulunduğu bir hastanenin bombalanması sonucu en az 500’den fazla sivil katledilmiştir. Hastanenin ABD menşeli 910 kilogramlık MK-84 sığınak delici bombayla vurulduğu ve bombanın İsrail'in envanterinde bulunduğu hepimizce bilinmektedir. Bu da olayın ne kadar vahim bir olay olduğunu göstermektedir.

Dünyanın gözü önünde cereyan eden bu insanlık dışı hadiselerin karşısında ABD, AB ve Batı ülkeleri ikiyüzlü tavrını ne yazık ki sürdürmeye devam etmektedir. ABD Başkanı Biden’ın bugün gerçekleştirdiği İsrail ziyaretinde hastane saldırısının İsrail tarafından yapılmadığı, karşı tarafça yapıldığı şeklinde ifadeler kullanması kabul edilemez, skandal açıklamalardır.

Bombalamanın İsrail tarafından yapıldığı ayan beyan ortadadır. Buna rağmen Biden'ın hiçbir şekilde İsrail tarafına bu suçu yüklemeden direkt karşı tarafa saatler daha yirmi dört saat olmadan yüklemiş olması bu saldırıya ABD'nin de Biden’ın da ortak olduğu kanaatini hepimizde oluşturmuştur. İsrail geçtiğimiz günlerde bu hastaneleri vuracağı tehdidinde zaten bulunmuştu. Son bombalamadan önce sağlık merkezlerini ve başka hastaneleri de vurmuştu. Kaldı ki, hastanede, başhekimliğe yapmış olduğu bildiride, hastanenin etrafına birtakım füze ve roketlerle saldırı düzenleyeceğini zaten daha önceden beyan ettiği ifade edilmişti.

Yine, dünkü hastane saldırısının hemen ardından Netanyahu'nun basın sözcüsü Naftali, bir sosyal medya platformunda “Hastanede çok terörist vardı, İsrail hava kuvvetleri vurdu.” şeklinde bir mesaj paylaşmış ve ardından silmiştir.

Sözde insan hakları havarisi kesilen ABD, kan ve gözyaşının arkasında olduğunu, insanlık suçu işleyen İsrail'i cesaretlendirecek açıklamaları ve faaliyetleriyle bu suça ortak olduğunu da, bu vesileyle, bütün dünyaya ilan etmektedir.

Şu anda anlaşılıyor ki çok ciddi bir dezenformasyon savaşı verilmektedir. Meselenin vahameti karşısında İsrail yalan ve iftiradan başka bir şeye sığınmadan karşı tarafı yani Filistinlileri suçlayarak bu işten sıyrılma çabası içerisindedir ancak uluslararası hukuk açısından işlediği bir suçtur, savaş suçudur ve inşallah bunun hesabını da İsrail ve yönetimi verecektir.

ABD Başkanı Biden tarafından Orta Doğu’daki gerginlik nedeniyle ABD'de terör tehdidinin arttığının ifade edilmesi de ayrıca akıllara zarar bir açıklamadır. Dünyada terör tehdidi nerede ve ne şekilde artıyorsa arkasına bakınız, bu terör tehdidinin artmasının başlıca müsebbibi Amerika Birleşik Devletleri’nin gayriinsani, emperyalist politikalarıdır.

Çatışma bölgesinde kalıcı bir barış ve huzur ortamının sağlanabilmesinin için İsrail’in Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 22 Kasım 1967 tarihli 242 sayılı Kararı’na uyarak işgal ettiği topraklardan çekilmesi ve 1967 sınırları çerçevesinde başkenti Doğu Kudüs olan Filistin’in devletinin tanınması gerekmektedir. Bu mücadelenin verilmesi noktasında bugün gerçekleşecek olan İslam Konferansı Örgütünün yapmış olduğu bugünkü toplantının da ehemmiyeti büyüktür.

Artık top çevirmenin vakti geçmiştir, artık konuşulacak söz de kalmamıştır, artık bu ikiyüzlülüğü başka bir şekilde ifade edecek söz bulunmamaktadır, artık icraat vaktidir. Bu konuda bizar olduğunu, şikâyetçi olduğunu ifade eden kim varsa başta İslam ülkeleri olmak üzere bir araya gelerek bu konuda etkili bir tavır ve bir tutum gerçekleştirmek zorundadırlar. Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin 2018’de ifade ettiği gibi, Kaşkar, Karabağ, Keşmir, Kerkük, Kudüs, Kıbrıs, Kırım istikrar ve huzura kavuşmadan insanlık rahat bir nefes alamayacaktır."

Bengütürk

 

adminadmin