(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
İkinci Dağlık Karabağ Savaşı, 9 Kasım 2020’de imzalanıp 10 Kasım 2020’de yürürlüğe giren anlaşma neticesinde sona ermişti. Savaşın ardından Zengezur Koridoru’nun açılması gündeme geldi. Aslında bu konu yeni bir husus değildi. Sovyetler Birliği’nin Kafkasya’daki sınırları yeniden dizaynetmesinin ardından ortaya çıkmıştı.
Zengezur, Nahçıvan’dan Dağlık Karabağ’a kadar uzanan bir hat. Bu hattın tekrar açılması hem Azerbaycan için hem de Türki Cumhuriyetler için büyük önem taşımakta.
Bilindiği üzere, bu ay başında İstanbul’da düzenlenen 8. Zirvede Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi, diğer adıyla Türk Konseyi, Türk Devletleri Teşkilatı adını almış ve yeni bir statü kazanmıştır. Bu da Türk dünyası için büyük bir atılım olarak görülmekte. Bundan sonraki aşamada Teşkilat’ın ikili ve çoklu ilişkilerini geliştirerek bir derinleşme süreci yaşanacağı bir gerçek.
Peki bu noktada Zengezur Koridoru’nun açılması ne anlama gelecek?
Neden önem kazanacak?
Zengezur Koridoru demek, Türk dünyasının Asya’dan Balkanlar’a uzanan hattın kesintisiz şekilde bağlanması anlamına geliyor. Böylelikle Türki devletler doğrudan sınır bütünlüğü sağlamış olacak. Dolayısıyla Türk Devletleri Teşkilatı, koridorun açılmasını daha gür bir sesle dile getirmeye başladı. Koridorun açılması yönünde seslerin yükselmesinden kısa bir süre sonra da Ermenistan-Azerbaycan arasında taciz atışları ve sonrasında da bir gün süren silahlı çatışma yaşandı.
Peki bunların hepsi bir tesadüf mü? Sanmıyorum…
Ermenistan’ın, Türk Devletleri Teşkilatı’nın kurulmasından rahatsızlık duyduğu aşikar. Özellikle Türk dünyasının tek sesliliği Karabağ meselesinde ve Zengezur konusunda Ermenistan’ı epeyce rahatsız edeceğe benziyor. Ayrıca Ermenistan, yeni bir statüye sahip olan Teşkilat’ın kendisini ekonomik ve siyasi olarak engeller yaratacağına ve çevreleyeceğine inanıyor. Bundan ötürü de Ermenistan bir tepki aracı olarak çatışma yöntemini seçiyor. Belki de bu tercih Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın son çırpınışları… Çünkü olası bir karşılık ve çatışma hali birçok konuda çözüm için masaya oturulmasını ertelemek anlamına geliyor. Dolayısıyla Paşinyan bu şekilde bir politik tutum sergileyerek zaman kazanıyor.
Koridorun açılabilme ihtimali, Ermenistan meclisinde de epeyce tartışılan konuların başında geliyor. Hatta Paşinyan’a muhalif vekiller, koridorun Azerbaycan’a verilmesinin Ermenistan’a karşı işlenmiş en büyük suçlardan biri olacağınıiddia ediyor.
Koridorun açılması Azerbaycan ve Türk devletleri için ne anlam ifade edecek ve açılması konusunda neden bu kadar ısrar edilmeye başlanıldı?
Koridorun açılmasının getirisi ne olacak?
Bu sorulara verilecek cevap biraz da jeopolitik ve ekonomik konuları alakadar edecek. Özellikle ekonomik olarak getirisi büyük olacak. Koridorun açılmasıyla oluşturulan hatla, bölge ülkeleriyle ticari ve ulaşım bazlı ilişkiler kurulmaya başlanacak. Ayrıca Azerbaycan’ın bölgedeki hakimiyeti de perçinlenirken, Ermenistan’ın geçen seneki savaşı kaybetmenin verdiği ağır psikolojik ruh hali Ermeni halkına sirayet edecek. Bu da büyük ihtimalle Paşinyan’ın iktidarının sonunu getirecek…
Jeopolitik açıdan baktığımızda da yukarıda bahsi geçtiği gibi Türki devletler arasında kesintisiz bir hat oluşarak bir birlik sağlanacak. Yeni bir statüye kavuşan birlik, böylelikle toprak anlamında da birliğe kavuşmuş olacak.
Tüm bunlar düşünüldüğünde, Zengezur Koridoru’nun açılması, başta Azerbaycan olmak üzere Türk dünyası için büyük kazanımlar sağlayacak.
Fakat şunu da unutmamak da fayda var…
Koridorun açılmasının gündemde tutulması, Ermenistan ile Azerbaycan arasında bir çatışmaya neden olduğu hatırda tutularak, bundan sonra konu gündeme geldiği her dönemde çatışma yaşanma ihtimali olduğu da göz önünde bulundurulmalı. Ayrıca uluslararası konjonktür gereği, bu konuda Ermenileri cesaretlendirecek ülkelerin varlığının da olacağı hesaba katılmalı…
(Yayınlanan yazılar, köşe yazarlarının kendi şahsi görüşüdür.)