Hendek Katliamı davasının duruşması Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesinde başladı. Yakınlarını kaybedenler, duruşma öncesinde adliye binası önünde basın açıklaması yaptı.
Hendek’te 7 işçinin öldüğü, 128 kişinin de yaralandığı Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası patlamasına ilişkin kararın Yargıtaydan dönmesinin ardından davanın duruşması Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görülüyor. Katliamda yakınlarını kaybedenler, duruşma öncesinde adliye binasının önünde basın açıklaması yaptı.
Yargıtay 12. Ceza Dairesi, Patron Yaşar Coşkun yönünden bilinçli taksirle verilen kararı, olası kastla yargılanması gerektiğine dikkat çekerek bozmuş, diğer sanıklara ilişkin ise az ceza tayini nedeniyle bozma kararı vermişti. Duruşma öncesi adliye önünde yapılan açıklamaya CHP, EMEP ve TİP il yöneticileri ile İSİG Meclisi, Bağımsız Maden-İş temsilcileri katıldı.
Patronlar adeta ödüllendirildi
Adliye önünde yapılan açıklamada konuşan Gülşen Uzuner “Memleketin her bir yanı işçi mezarlığı, her köşede işçiler öldürülüp hesapları sorulmazken, patronlar cezasızlık yaptırımıyla karşılaşıp bir nevi ödüllendirilirken, biz adalet talebini kendimizin önüne koyduk. İşçilerimizin, sevdiklerimizin, ailelerimizin acılarını, bir daha kimsenin yaşamaması için buraya getirdi bu talepler. 3 Temmuz 2020’de Hendek Havai Fişek Fabrikasında bir patlama meydana geldi. Daha önce 9 kez iş cinayeti olan 1 iş yeriydi burası. Patronların hiçbiri bir tek gün dahi gözaltında kalmamıştı. Biz 7 canımızı orada kaybettik, yüze yakın işçi yaralandı. İlk 3 gün herhangi bir gözaltı olmadı, bugün itibarıyla katliamın 5. yılındayız" dedi.
Uzuner, "Bu davanın 5. yılında patronlar bilinçli taksir gibi bir cezayla ödüllendirilmişken ve sürekli tahliye talep ediyorken, yalnızca bir tek tutuklu varken dedik ki hayır, bu memlekette işçiler öldürülmeye devam etmemeli. Patronlar bilerek, isteyerek sonucu öngörerek ama karlılıkları için, işçilerin canını yok saymışlardır. Olursa olsun, ölürse ölsün, üretim devam etsin, bizim kârlarımız, yüz bine, bir milyona katlansın demişlerdir. Bugün memleketin her yerinde, bizi bi araya getiren işçilerin canına sahip çıkmamızdır. Hendek’teki canlarımız ailelerimiz, bütün acılarıyla birlikte 5 yıldır bu davayı takip ediyorlar” diye konuştu.
Yargıtay 12. Ceza Dairesi tarafından verilen kararı hatırlatan Uzuner, “Yargıtay bu dosyada büyük patron açısından ‘Ölümlere göz yummuştur, ölümlere göz yumduğu için de büyük patron Yaşar Coşkun ölen işçi sayısı ile insan öldürmeden ceza almalıdır’ dedi. Bizim için adaletin gereği buydu, başından beri talep ettiğimiz buydu, sorumluların yargılanması, kamu görevlileri de dahil olmak üzere cezasızlık yaptırımının yeni iş cinayetlerine yol açacak bir şekilde, teşvik edici olmamasıydı. Dolayısıyla Yargıtay kararı bozmasından sonra görülecek ilk duruşmada, öncelikle talebimiz yerel mahkemenin, Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, Yargıtayın bu kararına uymasıdır. Yargıtayın bu noktadaki değerlendirmesi bizim açımızdan bir eşiktir” dedi.
"Can Atalay'ı yanımızda görmek istiyoruz"
Bugünün aynı zamanda Soma Katliamı'nın yıl dönümü olduğunu anımsatan Uzuner “Bu ülkede üretimin her şeyden işçilerin canından kıymetli olduğunu söylemiştik. Bizler, kimse çalıştırılırken ölmesin demeye devam edeceğiz. Bu davanın emektarlarından arkadaşımız Hatay Milletvekili Can Atalay’ı da bir an önce yanımızda görmek istiyor ve yeri cezaevi değildir diyoruz” diye konuştu.
Patron günah keçisi ilan edildiğini öne sürdü
Duruşmada davadaki tek tutuklu sanık fabrikanın patronu Yaşar Coşkun, “Taksirle öldürme kararını verenler, benim için 150-200 yıllık karar vererek benim kalemimi kırmıştır. Yargıtaya göre ben o kadar akılsız bir adamım ki fabrikamı isteyerek patlattım. Patlama olduğu zaman ben de tek evladım da oradaydı. Eğer böyleyse benim hapishanede değil, akıl hastanesinde olmam gerekirdi. Ben fabrikanın sadece ortaklarından biriyim. Babama verilen ceza onanırken bana verilen cezanın artırılmasının istenmesinde ben art niyet ararım. Olayın sebebi belli olmadan bize ceza verilmiştir” diye konuştu.
Coşkun, yaşanan diğer iş cinayetlerindeki cezasızlığı örnek göstererek “Ben 5 senedir tutukluyum ve Yargıtayın bu kararıyla ben 16 yıllık cezaya razı bırakıldım. Bu dava üzerine ekmek kazanırken öldürülen işçiler için açılmış bir dava değildir. Bunu diyenlere hakkımı helal etmiyorum. Bizi tüm Sakarya bilir, biz hiçbir çalışanımızın hakkını yemedik. Çocuklarına burslar verdik, fazla mesailerini, her şeyini, maddi- manevi tazminatlarını iş yerimizi yarı fiyatına satarak ödedik. Hendek’te makarna fabrikasında, Manisa’da yaşanan patlamalarda kimse tutuklanmadı. Ben neden 5 yıldır tutukluyum? Türkiye’de örnek olmayacak şekilde olası kasıt istenmesi çelişkidir, daha önceki heyet olası kastın hayatın doğal akılına aykırı bulmuştu” dedi.
Avukatından tepki
Sanık Yaşar Coşkun’un Avukatı Abdurrahim Burak, Yargıtayın ilamına ilişkin “popülist hukuk sistemi” yorumunu yaptı. Burak "Medya üzerinden yargılamaların tesir altında kaldığını görüyoruz. Vereceğiniz karar o nedenle çok önemli. Yargıtay bu dosyayı incelememiş. Kamuoyu vicdanını rahatlatmak üzere kanunda uzaklaşarak bir karar verilmiştir. Olası kasta ve bilinçli taksire ilişkin en önemli ayrım zihinsel iradedir. Yargıtay bir duruşma bile açmamış, sanığın yüzünü bile görmemiş. Yedi kere olası kasıttan 140 yıl, kasten yaralamalardan 250 yıl. Tek çocuğu da bu patlamada yaralanmış. Müvekkilin akıl sağlığı ile ilgili bir değerlendirme yapılmalı o zaman. Benzer yargılamalarda aynı daire başka bir sonuç ortaya koyuyor. Bizim bilmediğimiz bir hukuk sistemi mi var?” dedi.
Cezasız bırakılan Soma davası örnek gösterildi
Av. Asena Aslan Burak söz alarak, “Yaşar Coşkun hakkında direnme kararı verilirse Yaşar Coşkun zaten ölecek. Soma'da 301 kişi öldü, bilinçli taksirden ceza verildi. Hepsi tahliye oldu. Bizim dosyamızda ise müvekkil tutuklu” dedi. Burak, “Yaşar Coşkun'un hisselerine bakmak lazım. Yargılama aşamasında toplanmadı. Önceki patlamalarda şirkette hissesi bile yoktu. Neden suçlanıyor? Bu fabrikada çalışan işçilerin teri kurumadan fazla mesailerini ödemiş. Türkiye’de hangi fabrikada işçilerin fazla mesaileri bu şekilde düzenli ödenmiş” dedi.
Kaynak: Evrensel
(İşçi Sendika Servisi)