DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Olgun Sert
Olgun Sert
Giriş Tarihi : 27-12-2023 14:42

ABD’NİN PKK VE APO PLANI..

Pkk terör örgütünün kuruluş amacının ve hedefinin ne olduğu genel hatları ile herkes tarafından bilinmektedir. Bilinenleri tekrar etmekten ziyade asıl konumuza geçebilmek maksadıyla bu terör örgütü ile ilgili kısa bir özet geçmenin faydalı olacağını değerlendiriyorum.      

Pkk terör örgütünün kuruluşu önceleri Tapu Kadastro memuru iken önce İstanbul Hukuk Fakültesine oradan da 1971 yılında Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesine yatay geçiş yapıp THKP/C terör örgütü sempatizanı iken broşür dağıtırken yakalanıp 1972 yılında 7 ay Mamak Askeri Cezaevinde tutuklu kalan Abdullah Öcalan tarafından 1973 yılında Ankara Çubuk Barajında arkadaşları ile yaptığı toplantıya dayanır.

Pkk Marksist-Leninist ideolojide Kürtçü bir terör örgütü olarak ortaya çıkmıştır. Aslına bakacak olursak Kürtçülüğün ve bağımsız Kürt devleti kurma emellerinin tarihi, Osmanlı dönemine kadar uzanmaktadır. Bu çerçevede Soğuk Savaş’ın yaşandığı ve dünyanın iki kutba ayrıldığı konjonktürde Pkk’nın kuruluş faaliyetleri 28 Kasım 1978’deki 1. Kongre neticesinde gerçekleşmiştir. Kuruluşundan sonra şiddet eylemleri ile ismini duyuran örgüt, kurulduğu günden bu yana şiddeti en temel araç olarak kullanıp; yıldırma ve korkutma amaçlarıyla şiddet propagandası yapmakta ve uzun vadede sözde bağımsız Kürdistan’ı kurmayı amaçlamaktadır.

Pkk terör örgütü ilk kuruluşundan itibaren Türkiye aleyhinde stratejik amaçları doğrultusunda özellikle Suriye, İran, Fransa,İngiltere ve ABD tarafından çok yoğun şekilde kullanılmıştır.

Pkk terör örgütünün hedefe ulaşma stratejileri “Kuruluş-Savunma-Denge-Siyasallaşma ve devletleşme” konsepti üzerine kurulmuş olup yöntemleri aslında çok klasik ve belirgin olmuştur. Ancak bu hedeflerinin hiçbirisine ulaşmak bir yana yanına dahi yaklaşamamıştır. Hedeflerine ulaşamamasındaki en büyük etken ise mücadele verdiği Türk Askerinin vatan sevgisi, savaşçılığı, cesareti ve kahramanlıklarıdır.

Pkk terör örgütü bölgesel dış gelişmeler, iç siyasi çekişmeler ve ekonomik zaafiyetleri fırsata çevirip bir an önce hedefine ulaşmak için savunma ve denge stratejilerini atlayarak doğrudan “saldırı” stratejisine geçmiştir. Saldırı stratejisinde ise (1992-1994) özellikle Jandarma birliklerinin can siperane ve kahramanca mücadeleri sonucunda ağır zayiatlar vererek girmek istemediği savunma stratejisine geri dönmüş, bu aşamada bazı basiretsiz siyasetçilerin yönetimde olması ve yanlış kararlar alması nedeniyle toparlanmış, tekrar saldırı stratejisine geçmeye çalışmış ve bu şekilde yıllarca vur-kaç taktikleri ile ismini duyurmaya devam etmiştir.

Pkk terör örgütü zorunlu olarak geri döndüğü “savunma” stratejisinde ilk dönemlerde sadece Jandarmaya bırakılan mücadeleye Kara Kuvvetleri ve hatta deniz piyadelerinde destek vermesi,sınır ötesi harekatların yapılması ile çok ağır kayıplar (takribi 35.000) vermiştir.

Pkk terör örgütünün aslında çok basit ve 1999 yılı sonuna kadar uyguladığı ve her yıl tekrarladığı ana savunma stratejisini uygulamıştır. Bu stratejiye göre Pkk terör örgütü ülkemiz sınırları içerisindeki militanlarını Ekim sonu ve Kasım Ayı boyunca Türkiye’den çekmekte, çektiği militanlarının yerine irtibat sağlayıcı militanları bırakmaktaydı. Terör örgütü, Türkiye’den çektiği militanlarını Suriye’den destek aldığı yıllarda Filistin Kurtuluş Örgütünden devraldıkları Beka Vadisindeki eğitim kamplarına toplamaktaydı. Bu kamplarda her terörist Türkiye sınırlarında bulundukları süre zarfında yaptıkları veya yapamadıkları eylemler ile, örgüt hakkındaki öz eleştirilerini kapalı ve mühürlü zarf içerisinde kamp liderlerine vermekteydi. Kampta teröristlerden alınan bu kapalı zarflar açılarak değerlendirme toplantıları yapılıp, eksik kalınan hususlarda teröristler kış mevsimi boyunca taktik ve teknik eğitimden geçirilmekteydi. Kış mevsimi sonunda eğitim yüklemelerini yapan teröristler Nisan ayı itibariyle eylemlerde bulunmak maksadıyla tekrar Türkiye’ye geçmekteydiler.

Terör örgütünün bu stratejik savunma yöntemine karşın Kara Kuvvetlerinin uyguladığı ve klasikleşen terörle mücadele konseptine baktığımızda ise yıllardır hep rutin uygulamalar yapılmıştır.Bu uygulamaya göre Kara Kuvvetleri Pkk terör örgütünün eylem yapmayı planladığı ve ülkemize geçiş yaptığı Nisan-Ekim dönemlerinde batıda bulunan bazı iç güvenlik birliklerini doğuya kaydırmakta, alan hâkimiyeti konsepti çerçevesinde sabit olarak konuşlandırmakta, terörist eylemlere karşı asıl unsurlarıyla bekleyen konumunda kalmaktaydı. Asıl unsurlarının bekleyen olması nedeniyle bu birliklerin lojistik ikmalleri, personel sirkülâsyonu gibi nedenlerle operasyonel yapıda olmayan destek unsurları, intikaller esnasında maalesef hedef konumunda kalmaktaydı. Bu şekilde Pkk terör örgütü ile mücadele amiyane tabirle kısır bir döngü şeklinde devam etmekteydi.

Bunun yanında,TSK’nın beyin takımı dediğimiz lider kadrosunun atama,yer değiştirme veya tayin dönemleri Pkk terör örgütünün eylemlerini yoğunlaştırdığı Haziran-Ağustos dönemlerinde olması nedeniyle,atanan personelin ve göreve oryantasyonunda yeterli hazırlık zamanı bulamaması ayrıca zafiyet doğurmaktaydı.

Pkk terör örgütü strateji olarak geçtiği “savunma” konseptinden çıkıp “denge ve saldırı” konseptine geçmek için yurt içinde istediği gücü elde edemeyeceğini anladığında ise illegal yapılanmalarını legal yapılanmaya çevirebilme arayışları ile uğraşmış ancak milletimizin basireti ile bunda da istediği sonucu alamamıştır.

Devletimizin terörle mücadele konseptinde “savunma” yerine ”kaynağında yok etme” strateji ile Pkk terör örgütü ülkemiz içerisinde neredeyse bitme noktasına gelmiş ancak özellikle ABD bu kez önce İran-Irak ve Suriye üzerinden sözde “Bağımsız Kürt Devletini” kurdurup daha sonra Türkiye’den parça koparma stratejisine dönüş yapmıştır. Bu plan çerçevesinde son günlerde Türk Silahlı Kuvvetlerimizin Kandil dağı eteklerine kadar alan hakimiyeti sağlayıp Irak ve İran arasına giren birliklerimizi bölgeden çıkarmak için özel bir eylem içerisine girmiştir.

Şimdi asıl sorun bundan sonra başlamaktadır. Pkk terör örgütünün kurucusu Abdullah Öcalan ABD tarafından 15 Şubat 1999 tarihinde Kenya’dan ülkemize teslim edilmiştir. Bu teslim edilme sonrasında ABD, Irak’ın kuzeyinde Kürdistan Bölgesel Yönetimini kurmuş ve sözde Kürt devletinin ilk hamlesini yapmıştır. Ancak ülkemizin bu oluşuma karşı çıkıp engellemesi gereken siyasi ve hatta askeri reaksiyonu her nedense gösterilmemiştir.

Pkk kurucusu Abdullah Öcalan’ın yakalandığı tarihten itibaren aldığı cezanın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin Vinter kararı gereği süresi 25 yıl olup o süre 15 Şubat 2024 tarihinde dolmaktadır. Bu tarih itibariyle Anayasa Mahkemesinin ısrarla tahliye edilmesini istediği Can Atalay kararına benzer bir karar gündeme gelir ve Anayasa Mahkemesi bu doğrultuda bir karar verir mi orası muamma.

Önümüzde çok kritik ve hassas süreçler var. Umarım iç ve dış şeytani oyunlara milli duruş sergilemeye ve bu oyuncuları yok etmeyi yine başarırız.. 

 

(Yayınlanan yazılar, köşe yazarlarının kendi şahsi görüşüdür.)

           

 

           

 

           

 

 

NELER SÖYLENDİ?
@
NAMAZ VAKİTLERİ
PUAN DURUMU
  • Süper LigOP
  • 1GALATASARAY3287
  • 2FENERBAHÇE3285
  • 3TRABZONSPOR3252
  • 4BEŞİKTAŞ3248
  • 5ÇAYKUR RİZESPOR3248
  • 6RAMS BAŞAKŞEHİR FUTBOL KULÜBÜ3246
  • 7KASIMPAŞA3246
  • 8EMS YAPI SİVASSPOR3244
  • 9BITEXEN ANTALYASPOR3242
  • 10CORENDON ALANYASPOR3242
  • 11YUKATEL ADANA DEMİRSPOR3240
  • 12YILPORT SAMSUNSPOR3238
  • 13MKE ANKARAGÜCÜ3237
  • 14MONDİHOME KAYSERİSPOR3237
  • 15TÜMOSAN KONYASPOR3236
  • 16ATAKAŞ HATAYSPOR3233
  • 17GAZİANTEP FUTBOL KULÜBÜ3231
  • 18VAVACARS FATİH KARAGÜMRÜK3230
  • 19SİLTAŞ YAPI PENDİKSPOR FUTBOL3230
  • 20İSTANBULSPOR3216
Advert
Gazete Manşetleri
Yol Durumu
BURÇ YORUMLARI
  • KOÇ
    Koç Burcu
  • BOĞA
    Boğa Burcu
  • İKİZLER
    İkizler Burcu
  • YENGEÇ
    Yengeç Burcu
  • ASLAN
    Aslan Burcu
  • BAŞAK
    Başak Burcu
  • TERAZİ
    Terazi Burcu
  • AKREP
    Akrep Burcu
  • YAY
    Yay Burcu
  • OĞLAK
    Oğlak Burcu
  • KOVA
    Kova Burcu
  • BALIK
    Balık Burcu
ANKET OYLAMA TÜMÜ
E-Bülten Kayıt
ARŞİV ARAMA