Elçiye zeval olmaz derler ama olur. Elçi zeval de getirir.Diplomasi devletler arası menfaatlerle, ilişkilerle ve taahütlerle ilgili bir bilgi ve tekniktir. Diplomatlar, yani diplomasi işini üslenenler mutlaka meslekten yetişmelidir.
Geçmişe baktığımızda, savaş kazandığı halde diplomatların beceriksizlikleri yüzünden yüksek menfaatlerini kaybeden devletler görülmüştür.
Geçmiş olayları, anlaşmaları ve bu anlaşmalarla ilgili tutanakları, yani menfaat pazarlıklarını, aldatan ve aldananları, kısaca diplomasiyle ilgili bütün incelikleri bilmeyen, bunları daima incelemekten ve muhakeme etmekten zevk almayan kimseler ne kadar kurnaz olurlarsa olsunlar aldatılabilirler.
Tarihte, durumu gereği gibi kavrayamayan, yanlış veya zamansız ittifaklara yada savaşlara sebep olan, böylelikle kendi milletlerine farkında olmadan kötülük yapan diplomatlar görülmüştür.
Diplomatlar, maharet ve kurnazlıktan başka büyük bir eğitime ve güçlü bir ahlaka muhtaçtırlar. Kaba ve sert, yahut, para, şehvet ve alkol karşısında sinirlerine, duygularına hakim olamayacak kadar zayıf karakterli, iradesiz bir diplomat, bilerek yada bilmeyerek vatanını, devletini tehlikelere sürükleyebilir.
Bunların kendi yakın tarihimizde yaşanmış örnekleri vardır. Birinci Dünya Savaşı ndan önce İstanbul daki yabancı devletlerin sefarethaneleri, istihbarat şubeleri oldukça kuvvetliydi. Bizim diplomatların durumu ise, mesela; şu Paris sefiri Rifat Paşa nın eşi bir Rus tu. Rifat Paşa makamına gelmediği zamanlarda Rus eşi, Rus sefaretinden telefon ederek önemli bazı evrakları oturdukları Büyükdere deki yalıya gönderilmesini Bab-ı Ali ye bildirirmiş. Bu konuda bazı söylentiler Osmanlı tarihi için şaheser bir gaflet görünümü arzeder. Paris sefirliğinden önce Hariciye Nazırı olan Rıfat Paşa nın hanımının bu marifetlerinin eleştirilerine, paşanın etrafındaki bir takım gafiller: “ hariciye nazırının hanımı münevver bir Rus kadınıdır. Elbette kocasının şifreleriyle ilgilidir.” Vesaire sözlerle savunmaları gafilliklerini ortaya koymak için her halde yeterlidir. Görülüyor ki her dönemde kendi makam ve menfaatlerini korumak adına doğru yanlış demeden olanları savunan birileri oluyor. Sadece günümüze has değil elbet.
Londra sefirimizin eşi de bir İsveçliydi. Bu zat da devletin Hariciye nazırlığını yıllarca yapmıştır. Kendisi evrakı incelemeden imza edecek kadar yaşlanmış ve kendini bırakmıştır.
O dönemdeki Berlin sefirimiz Mahmut Muhtar Paşa nın hanımı da Mısır lı bir prensestir. Türk hanımlarıyla evlenmemiş sefirlerimiz ve Hariciye Nazırlarımız, yalnız devletin hariciyesinde sır tutamamazlığa değil, medeni dünyaya karşı sanki ortaya çıkarabilecek Türk kızları olmadığını da haksız yere ve millet zararına ilan etmiş oluyorlardı.
Ne gariptir ki, yine aynı dönemlerde Paris Sefaretimizin baş katibi Mehmet Ali Bey in de eşi Amerikalı zarif ve nazik bir hanımdı. Türkçe bilmediğini övünerek söylüyor ve misafirleriyle İngilizce ya da Fransızca konuşuyordu.
Şu günlerde de ne var bunda diyenler mutlaka çıkacaktır. Bu kadınlar Türk leri mensup oldukları kendi milletlerinden daha fazla sevdiklerine inanmak çok büyük gaflet, daha doğrusu gafletten de ileri daha ağı bir şey olur.
Şimdilerde bakıyoruz da ABD vatandaşlığından TC vatandaşlığına geçirilmiş elçiler var.
Yine İtalyanlar Trablusgarb a saldırmadan önce Osmanlı Hükümeti nin Hakkı Paşa kabinesindeki Hariciye Nazırı da Rus hanımla evli olan Rıfat Paşa ydı.meclis-i Mebusan da İtalyanların Trablusgarb a işgal hareketi için önemli hazırlıkları yaptığı görüldüğü halde, bu konudaki sorulara ve endişe edenlere karşı, “ortada fol yok, yumurta yok, nereden çıkarıyorsunuz bu söylentileri” diyerek hükümetin de diplomasinin de gaflet uykusunda olduğunu ilan etmiştir.
Balkanlardan imanım kadar eminim diyen sefirlerimiz ve Hariciye Nazırlarımız, devleti birbiri ardınca baskınlara uğratıyorlardı. Sonra da bütün bu olanlardan ders çıkarmadan, galiba Fransız dostluğunu kazanma hülyasıyla mesela, Rus Madamı ile Rıfat Paşa Paris sefaretine gönderiliyordu.
O dönemin Osmanlı Devleti nin istihbarat şefi olan Kazım Karabekir, bir Avrupa seyehati yaparak, savaş hazırlıkları ve Türk elçiliklerinin duruma ne kadar hakim olup olmadıklarını gözlemlemek ve bu konularda bir rapor oluşturup hükümete ve padişaha sunmak göreviyle yaptığı gözlemler sonucunda şöyle diyordu:
“Türk Erkan-ı Harbiye si Umumiyesinin istihbarat şefi olarak devletimiz ve milletimiz için çok önemli bir meseleyi çözmüş bulunuyorum” diyordu.
Yine aynı dönemde, Viyana Sefaretinin muhbirleri, Avusturya Erkan-ı Harbiyesi nin istihbarat şubesinin ajanlarıydı. Berlin sefarethanesinin daktiloları, Alman kızlarıydı. Hamburg konsolosumuzun katibi, casus bir Yunanlı Rum du.
Bir milleti felakete sürüklemek için bu kadarı yeterliydi.
Şimdilerde bakıyorum da durum çok ta farklı değil. Diplomaside çıraklık, kalfalık, ustalık yapmamış, deneyimi ve birikimi olmayan bir çok kişi elçi olarak görevlendirilmiş.uluslararası arenada zaten sıkıntılı ve zor bir dönem yaşandığı şu günlerde, bir çok devletle ilişkiler ya bozulmuş, yada limoni. Durum böyleyken, ABD vatandaşlığından TC vatandaşlığına geçirilip önce milletvekili yapılan Merve Kavakçı Malezya da büyükelçi. Başkalarına din satıp, birkaç defa da hac ve umre yapan, Kuran ayetleriyle de makara takar diyerek alay eden. Ama kendisi viskisini yudumlarken görüntülenen Egemen Bağış, Çek Cumhuriyeti nde Prag büyükelçisi. Kardeşi fetöcülükten hapiste olan, ve bundan dolayı partime zarar vermemek için kenara çekiliyorum diyen ve diplomaside hiçbir deneyimi bulunmayan Şban Dişli Hollanda da Lahey büyükelçisi.partisine bağlılığı dışında hiçbir özelliği olmayan Murat Mercan, 17 Kasım 2017 de Tokyo Büyükelçiliğine, 23 Şubat 2021 de de Waşhington Büyükelçiliğine atandı. Yine partisine bağlılığı dışında bir becerisi bulunmayan Abdülkadir Emir Ören 2017 de Pekin Büyükelçiliğine atandı. 24. dönem AKP Bursa milletvekili Tülin Erkal Kara, Üsküp büyükelçiliğine, AKP eski vekili Zekeriya Akçam Cakarta ya, Lütfullah Göktaş Vatikan Büyükelçiliğine atandı. Eski Aile ve Sosyal Politikalar bakanı, AKP li Fatma Betül Sayan Kaya nın ablası Ayşe Hilal Sayan Koytak da Kuveyt büyükelçisi olarak görevlendirildi. AKP çorum eski milletvekili Cahit Bağcı Bakü büyükelçisi olarak atandı.İstanbul Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu nun kardeşi Mehmet Mustafa Göksu Doha Büyükelçisi olarak atandı. AKP eski milletvekili Edibe Sözen in özel kalem müdürü Rahmi Göktaşı n eşi Mahinur Özdemir, Cezayir Büyükelçisi olarak atandı.1980 yılında ülkücü Mustafa Eroğlu nun öldürülmesiyle ilgili davada cinayet suçlamasıyla yargılanan, AKP İzmir eski milletvekili Ozan Ceyhun Viyana Büyükelçisi olarak atandı.
Kasap Nuret ABD ye kültür elçisi yapıldı. Bütün bunlar yetmez gibi Soma Maden kazasının olduğu ve 301 maden işçisinin hayatını kaybettiği faciadan sonra ilçeye gelen devlet yöneticilerini protesto eden işçi Erdal ı 2014 yılında tekmeleyen , laciver takım elbiseli ve kravatlı müşavir Yusuf Yerkel 2022 yılının şu ilk günlerinde Almanya nın Frankfurt başkonsolosluğuna aylık 6000 euro (93 bin lira) maaşla ateşe olarak tayin edildi. Alman hükümeti bu duruma sıcak bakmıyor. Bakalım sonuç nereye varacak.
Şunu da biliyoruz ki aynı şeyleri yaptıkça aynı sonuçlar alınır. Bizden söylemesi.