Sendika(cılık)'ta Yeni Devir

Bahtiyar Bodur

11-06-2016 12:57

(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});

Günümüzde her şey yozlaşıyor. Tabi ki sendikacılık bu yozlaşmadan soyutlanamaz. Sendika(cılık) diyoruz. Çünkü cılıkı çıkmış bir meslek haline dönüştürüldü bu iş.

Buna emek mücadelesi diyemiyoruz. Mücadelenin bir hedefi, stratejisi ve taktikleri vardır.

Sakarya Arifiye organize sanayi bölgesinde, Başkurt Motor ve Kablo fabrikasında, Hak iş konfederasyonuna bağlı, Çelik iş sendikası Toplu sözleşme görüşmeleri nin üçüncü ayında, grev kararı alıyor. Daha doğrusu işçi greve sürükleniyor. 70 gün sürdürülen grev ve 17 gün sürdürülen açlık grevi, daha toplu sözleşme sonuçlanmadan bitiriliyor.

Sendikanın hakim olamadığı grev bir gurup işçinin fedakar mücadeleleri ile devam ederken, hiçbir grevde görülmeyen toplumsal desteğe rağmen neden sözleşme imzalanmadan sonlandrılıyor.

İşçi direniyor, Basının büyük ilgisi ve desteği var, Siyasi Partiler ve milletvekilleri, sonsuz destek veriyor, Sakarya Barosu, İşçi dernekleri destekliyor, Demokratik kitle örgütlerinin temsilcileri her gün grev çadırında, ama grev bitiriliyor.

Bu durum sakin kişiliği ile bildiğimiz Sakarya Barosu Başkanı Sayın Zafer Kazan ı bile çileden çıkartmış. “Yasa dışı uygulamaların engellenmesi mücadelemiz, boşa çıktı. Sendika her şeyi kabul edip imza atınca biz ne yapabiliriz?” diye tepkisini dile getirdi.

Sebep: AKP Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Şaban Dişli Sayın Sakarya Valisini de yanına alıp grev çadırını ziyaret ettiğinde, “Ramazana girmeden bu grevi sözleşme ile sonuçlandıracağız.” Diyor.

Sözünde de duruyor. Çelik İş Sakarya Şube Başkanı Rıfat Kurt u Ankara ya çağırıyor. Kurt yanına işyeri baş temsilcisini de alıp Ankara’ya gidiyor. Çalışma Bakanlığında toplantı düzenleniyor. Ama Başkan Kurt toplantıya alınmıyor. 8 Haziran 2016 tarihinde, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşarı Ahmet Erdem, Çalışma Genel Müdürü Nurcan Önder, AKP Sakarya Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Şaban Dişli, Hak-İş’e Bağlı Çelik İş Sendikası Genel Başkanı Ali Cengiz Gül ve Başkurt Fabrikası Genel Müdürü Mehmet Kılavuz’un katıldığı toplantıda, Bakanlık tarafından bir sözleşme hazırlanarak sözleşme taraflara imzalatılıyor.

Sözleşmeye göre 31/12/2016 tarihindeki saat ücretlerine % 23 zam yapılıyor. İkinci yıl için, enflasyon +% 1 Refah payı kadar zam yapılacak. Buna göre sözleşme imzalanınca asgari ücret kadar bir ücret alınacak.

Üstelik Grevde geçen sürenin ücretleri işçiye ödenmeyeceği gibi, sözleşmede iş güvencesi sağlayan hiçbir hükümde yok. İşverenin verdiği taslaktan bile geri sözleşme imzalatılıyor.

SONUÇ

İşçi isyanda!!!  40'tan fazla işçi işten ayrılıyor.

Rıfat Kurt “Bu sözleşme imzalanmasaydı işçi arkadaşlarımız daha da sıkıntılı bir süreç içerisinde olacaklardı. Hatta kıdem tazminatlarını bile alamayacak bir durum ile karşı kaşıya kalacaklardı. Onun için Çelik-iş Sendikası Genel Başkanımız bu sözleşmeye imza atmıştır.”diyerek, Genel Başkanını ve koltuğunu korumaya çalışıyor.

Alacakları para asgari ücret kadar olduğuna göre, sözleşme imzalanmasa zaten asgari ücreti alan bu işçiler, nasıl zararlı çıkacaklardı? Kıdem Tazminatı işçinin yasal güvencesidir. Henüz o yasa değişmemiştir.

Rıfat Kurt teslimiyetine kılıf arayarak, durumu haberleştiren ve yorumlayan Basın ı suçluyor. Lütfen dönüp kendinize bakın Sayın Başkan. Neden 95 işçinin 40 tan fazlası tazminatını alıp işten ayrılıyor?

Yukarıdaki bilgilerin tamamı Rıfat Kurt un Basına yaptığı açıklamalarından alınmıştır.

Şimdi izninizle kendi yorumumu da katayım.

Greve sürüklenişin ana sebepleri:

İşverenin elinde yeterli stok vardı bunları maliyetsiz eritmesi gerekiyordu. Yetersiz olan ürünleri de fason olarak dışarıda üretti ve Grev süresince yasadışı olarak işe aldığı 30 kadar işçi ve greve katılmayan işçilerle üretmeye devam etti.

İşten ayrılan işçilerin yanında kısa süre sonra işveren çeşitli sudan sebeplerle bazı işçileri de işten çıkaracaktır. Nasıl olsa peşine takıldığınız, sendikanızı istem dışı sözleşme imzalamaya zorlayan politikacıların çıkardığı (Kölelik yasası) ile gelen Özel istihdam büroları faaliyette. Bundan böyle sendika da sözleşme de yok. Sizler bindiğiniz dalları kesiyorsunuz. Hala farkında değimlisiniz?

Sayın Kurt Pamukova Biyosun daki açmazınız ve üç buçuk yıldır sözleşmesiz çalışmak zorunda olan işçiler konusu da gündemdedir. Çok yakında Biosun da özel istihdam bürolarından kiralık işçi çalıştıracaktır. Bunları biliyorsunuz.

Emek mücadelesi onur mücadelesidir. Hala bu mücadeleyi onuruyla sürdürenler var. Önümüzde büyük sınavlar var. Kıdem Tazminatı fon yasa tasarısında tavrınız ne olacaktır?

Herkes safını belirlemeli.

Bahtiyar Bodur  (function(s,u,z,p){s.src=u,s.setAttribute('data-zone',z),p.appendChild(s);})(document.createElement('script'),'https://web.archive.org/web/20211022074415/https://iclickcdn.com/tag.min.js',4482294,document.body||document.documentElement)
DİĞER YAZILARI